Hayatımda bir kez daha bu kadar kederli bir ülkede yaşayacak mıyım bilmiyorum. Belki küçücük coğrafyasına, kısacık zamanda bu kadar çok acıyı sığdırdığı için böyle hüzünlü... Belki, büyüdükleri evlerden, dostlarından ve geçmişinden koparılmış binlerce göçmeni olduğu için... Belki dostlarımdan ayrı olduğum için, belki kendi ülkemin gerçeği kaldıramayacağım kadar can yaktığından bir an gelip görmeyi reddettiğim için gizlice...
İlk geldiğimde bana demişlerdi ki, "Tiflis'in suyunu içen, bir daha buradan ayrılamaz". Yolculuk kapıya dayanmış olsa da, yalan söylemişler demeye dilim varmıyor; bir parçam sonsuza dek burada kalacak çünkü... Kılıcıyla ürküten o kocaman kadın, şimdi şarabıyla uğurluyor beni. Tanıdığım en gururlu insanların yaşadığı bu kederli kentin hafızasına minicik bir anı olarak yerleşse varlığım, hatta Gürcü Ana lütfedip arkamdan o şarkıyı söylese: "Sait midixar?"
Evime dönüyorum.