11 Aralık 2009 Cuma

aslını bozmadan



restorasyonun en kabul gören tanımı, "aslını bozmadan yenilemek" imiş. en sevdiğim caddelerden birinde, önünden hayranlıkla geçtiğim binalar iskelelerle kuşatılıyor bugünlerde. eski kent olarak bilinen bölgedeki bazı sokaklarda da yenileme çalışmaları tamamlandı. daha binlerce yapı, ömürlerini uzatacak müdahale için sıralarını bekliyor. kapılarının, pencerelerinin üzerinde pul pul kabarmış boyaları, firara meyletmiş balkonları, yüzlerinde hergün biraz daha derinleşen çizgileri ile hepsi birbirinden güzel onlarcası...


etrafa neredeyse elle tutulur bir hüzün yaysalar da, bu halleriyle de çok sevilesi olduklarını düşünüyorum. restorasyon çalışmalarına ayrılan kaynaklar kesilmezse ve birileri eskisinin üzerine "modern" bir kent inşa etmeye karar vermezse, 4-5 yıl sonra, sadece sokaklarını görmek için gelinen şehirlerden birisi olacak burası, çok eskiden olduğu gibi... Prag, Venedik, Budapeşte'nin yanında adı sayılacak. eğer tüm bu "yenileme" çabası, kentin böğrüne beton, cam, çelik hançerler sokup ruhunu öldürmezse...

peki şu bir sürü ailenin paylaştığı balkonlar, aslı bozulmadan nasıl yenilenir ki?


1 yorum: